WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın

Siyasi Partilere Neden Yüzmilyonlarca Lira Hazine Yardımı Yapılıyor?

Siyasi Partilere her yıl Hazineden yardım yapılıyor. Tabii hepsine değil. Belli şartları var. Seçim yıllarında siyasi partilerin aldıkları Hazine Yardımları da artıyor. Yani, vergilerimizin bir kısmı her yıl belli bir hesaplamaya göre bazı siyasi partilere dağıtılıyor.

2019 yılı Genel Bütçe gerçekleşmelerine göre Hazine’den siyasi partilere yapılan yardım tutarı 772 milyon 355 bin TL olarak gerçekleşti.

Söz konusu tutarlar Ocak ayı içinde Partilerin hesabına aktarılıyor. Çok da düzenli bir şekilde. Aksatılmadan.

Hazine yardımı olarak 2019 yılında bütçeden;

  • Adalet ve Kalkınma Partisinin kasasına 335 milyon 526 bin lira para
  • CHP’ye 178 milyon 564 bin lira
  • HDP’ye 92 milyon 238 bin lira,
  • MHP’ye 87 milyon 508 bin lira
  • İYİ Parti’ye de 78 milyon 520 bin lira

ödeme yapıldı.

SORUYORUZ:

  • Vergi gelirlerimizin bir kısmı neden bazı siyasi partilere Hazine Yardımı olarak dağıtılıyor?
  • Hazine Yardımının dağıtımında neden oy alan partilerin hepsi pay alamıyor?
  • Siyasi partilerin üyelerinin aidatları ile desteklenmesi formülü düşünülemez mi?
  • Böylece parti üyelerinin parti olan gönül bağının ciddiyeti daha iyi anlaşılmaz mı?
  • Siyasi partilerin kasasında birikmiş ne kadar parası var?
  • Bu paralar dövizde mi? TL Hesabında mı?
  • Bütçe açık verirken, vergilerle sınırlı sayıdaki siyasi partiyi zengin mi ediyoruz?
  • Vergi gelirlerimizle finanse edilen siyasi partilerin bu paraları nerelere harcadıklarının şeffaf bir şekilde her yıl kamuoyu ile paylaşılması gerekmez mi?

Yurt dışından Posta/Kargo Yoluyla Alışverişte Neden Gümrük Sunum Ücreti Ödüyorum?

Özellikle gençler başta olmak üzere pek çok kişi yurt dışından posta ve kargo yoluyla alışveriş yapardı. Türkiye’de bulmanın zor olduğu ucuz ama ilginç ürünler çok cüzi fiyatlara alınırdı.

Önce, yurt dışından posta/kargo ile alışverişte gümrük istisna tutarı düşürüldü. Arkasından tamamen kaldırıldı. Bu da yetmezmiş gibi bir de “Gümrük Sunum Ücreti” diye bir tutar yurt dışından posta/kargo ile alışverişe ilave edilmeye başlandığı.

Gümrük Sunum Ücreti’ni alırken gümrük idaresi şu iddiada, “Ben gümrüğe gelen postayı/kargoyu açıp kontrol ediyorum. Zaman harcıyorum. Bunun bir maliyeti var. Bu gümrük sunum hizmeti karşılığı da bir bedel almam gerekir. İşte bu bedel “Gümrük Sunum Ücreti.”

Sizin, gümrük idaresine “Ben böyle bir hizmet istemiyorum!” deme şansınız yok. İdare postanızı/kargonuzu kontrol edince otomatik olarak bu hizmeti alıyor ve gümrük sunum ücreti ödemekle karşı karşıya kalıyorsunuz.

SORUYORUZ:

  • Son bir-iki yılda ne oldu ki, posta/kargo ile alışverişte istisna kalktı?
  • İstisnanın kalktığı yetmezmiş gibi 5 liralık bir ürün bile sipariş etseniz 2020 yılı için 8 TL gümrük sunum ücreti ve 80 kuruş damga vergisi ödeme zorunluluğu getirildi?
  • Türkiye gittikçe içine mi kapanıyor?
  • Sistemi suistimal edenler varsa onları yakalamak yerine herkes mi cezalandırılıyor?
  • Bu yasak ve vergi benzeri uygulamalar sonrası posta ve kargo ile getirilen ürünlerin yurt içi piyasa fiyatlarının iki üç kat artması nasıl yorumlanmalı?
  • Uygulamanın nedeni cari açık sorunu mu ve gelir ihtiyacı mı?
  • Yurt dışından 10 liralık bir ürün için ürünün bir katı daha bedel ödemem normal mi?

Taşıt Alırken Neden TRT Bandrol Ücreti Ödüyorum?

Pek çok ürün üzerinde TRT bandrol ücreti söz konusudur. TRT Bandrol oranları, 3093 Sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun verdiği yetkiye istinaden Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmekte idi. Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi ile birlikte artık bu yetki Cumhurbaşkanına ait, Cumhurbaşkanı Kararı ile belirlenebiliyor.

Mevcut durumda üzerinde görsel veya işitsel yayınları alabilen cihaz bulunan kara taşıtlarını alanlar (GTİP 87 faslında yer alanlar), taşıt bedelinin binde 4’ü oranında TRT bandrol ücreti ödemektedirler. Taşıtta bulunan radyo veya televizyonda TRT kanallarını dinlemeleri veya izlemelerinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır. TRT bandrol bedeli oransal olduğu için, aracın bedeli yükseldikçe ödenen TRT bandrol bedeli de yükselmektedir.

SORUYORUZ:

Vatandaş, pek çok ürün üzerinden zorunlu olarak ödediği, bir tür vergi hüviyeti kazanan bandrol ücretini neden ödediği yanında, ödediği bu vergi benzeri unsurların usulüne uygun ve doğru yerlerde kullanıp kullanılmadığını da sorma hakkına sahip. Ancak TRT 2016 yılından beri Faaliyet Raporu dahi yayımlamayarak, bu paraların nerelere, kimlere, nasıl ve ne kadar harcandığı konusunda bilgi vermemektedir. Biz ise sormaya devam edeceğiz.

Bebek Bezinde KDV Oranı Neden %18?

Her yıl bir milyonun üzerinde bebek dünyaya geliyor. Genellikle 0-3 yaş bebek ve çocuklar bebek bezi kullanıyor.

Pek çok aile bütçesinde önemli bir maliyet kalemi olan bebek bezi aslında zorunlu bir ihtiyaçtır. Ancak, zorunlu ihtiyaç haline gelen bebek bezinde KDV oranı en yüksek oran olan %18’dir.

SORUYORUZ:

– Bebek bezinde KDV oranı neden %18 düzeyinde tutulmaktadır?
– Pek çok üründe KDV oranında indirim yapılırken, pek çok ailenin bu konudaki talebine rağmen bu konuda neden düzenleme yapılmamaktadır?

Neden Su ile Kolanın KDV Oranı Aynı?

İçme suyunda KDV oranı %8’dir. Çeşmeden akan su için de %8 KDV ödersiniz. Pet şişede, cam şişede satılan sular için de KDV oranı %8’dir.

Kolalı içeceklerde de KDV oranı %8’dir. Oysa birisi temel ve vazgeçilmez bir ihtiyaç iken, diğer sağlık açısından sıkıntılı ve zaruri olmayan bir ihtiyaçtır. Hatta yurtdışı uygulamalarda obez vergisi adı altında bu tür ürünler yüksek vergilere tabi tutulmaktadır.

SORUYORUZ:

  • Neden en temel ihtiyaç maddesi olan suda KDV oranı %8’dir?
  • Su ile gazlı içeceğin aynı KDV oranına tabi olmasının makul bir izahı var mıdır?
  • KDV uygulamasında, fiskal amaç dışı uygulamalar hayata geçirilmez mi?
  • Su’da KDV %1 olarak uygulanamaz mı?

Neden Günlük 39,24 TL’lik Nakdi Ücret Desteğinden Bir de Damga Vergisi Kesiyorsunuz?

Günlük 39,24 TL, aylık 1.177,2 TL nakdi ücret desteği verilen işçilerin bu ücreti üzerinden neden bir de binde 7,59 damga vergisi kesiyoruz?

Neden ilgili düzenleme yapılırken, damga vergisi dahil her türlü vergi, resim ve harç nakdi ücret desteğinden alınmaz demediniz?

Neden, aylık 1.177,2’liralık ücreti damga vergisi sonrası 1.168 TL’ye düşürdünüz?

Neden Tapu Harcına İlaveten Bir de Döner Sermaye Bedeli Ödüyoruz?

Ev alırken tapu harcı ödüyoruz. Peki tapu işlemleri için ödenen bu harca ilaveten neden bir de döner sermaye hizmet bedeli ödüyoruz?

Ev hayali ile yanıp tutuşan pek çok kişi tapu işlemleri için evraklarını tapu müdürlüğüne verip işlem başlattıktan sonra kendisine ödemesi gereken harç ve döner sermaye bedelinin bildirilmesini bekler. Sonra bir SMS gelir ve … lira harç …. döner sermaye bedelinin ödenmesi talimatı ilgiliye ulaşır.

İşin asıl ilginç tarafı tam da burada başlamaktadır. Tapuda herhangi bir işlem için, aslında devletin vermiş olduğu bir hizmete karşılık ödenmesi gereken tapu harcı kafi gelmemekte ve vatandaş buna ilaveten bir de “döner sermaye hizmet bedeli” adı altında ilave bir bedel ödemek durumunda kalmaktadır. Bu ödemeyi yapmadan tapuda alım işleminin gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu hizmet başka bir yerden de alınamaz. Tamamen vergi benzeri bir ödeme. Ama genel bütçeye gitmiyor. Tapu harçlarında olduğu gibi, yıllık ne kadar döner sermaye hizmet bedeli ödediğimizi bilmediğimiz gibi, bu paraların nereye harcandığını da bilmiyoruz. Mali sistemimizin şeffaf ve belirli olmadığı, neye ne kadar vergi ödediğimizi bilmediğimiz bir sistemde aslında yapılan hizmet için ödediğimiz tapu harcına bir de ilave bedel ödüyoruz.

SORUYORUZ?

  • Harç, zaten zorunlu olarak alınması gereken bir kamusal hizmet karşılığı iken, tapu işlemlerinde bir de Döner Sermaye Hizmet Bedeli ödüyoruz.
  • Döner sermaye hizmet bedelleri adı altında yıllar itibariyle ne kadar para toplanmaktadır?
  • Bu paralar hangi usul ve yöntemlerle nerelere harcanmaktadır?

B Sınıfı Ehliyet İçin Kurs Ücreti Hariç, Vergi, Harç ve Benzerleri için Ne Kadar Ödüyoruz?

Bugün “B Sınıfı Ehliyet” almak isteyen bir kişinin kurs ücreti hariç ödemesi gereken vergi, harç ve benzeri zorunlu diğer giderler bulunmaktadır.

Aşağıda bu zorunlu ödemeleri sizin için bir araya getirdim. Yazının sonunda ise sürücü belgesi için harç tutarları ve değerli kağıt bedellerinin 2010 yılından bugüne değişimine yer verdim.

2020 Yılında B Sınıfı Ehliyetin Vergi ve Benzeri Maliyetleri

Kurs ücreti hariç, “B” sınıfı bir ehliyet almak için yapılması gereken zorunlu ödemeler aşağıdaki gibidir:

  • 751,70₺ Harç
  • 200₺ Değerli Kâğıt Bedeli
  • 37₺ Polis Teşkilatı Güçlendirme Vakfı Payı
  • 90₺ Yazılı Sınav (MEB)
  • 120₺ Direksiyon Sınavı(MEB)
  • Toplam 1.198,70₺

Net asgari ücretin yarısından fazla. Üniversite sınavına geçen ay girip, o stres sonrası ehliyet almak isteyen bir gencin kurs ücreti hariç ödemesi gereken tutar bu.

Vergiler hayatı zorlaştırıyor. Vergilerin yanında vergi benzeri diğer unsurlar ayrı bir sorun.

Hayatı kolaylaştırmak için vergilerden başlamak gerek sanırım.

b sınıfı ehliyet için zorunlu belgeler

“B” sınıfı sürücü belgesi harç tutarları ve değerli kağıt bedelleri yıllar itibariyle nereden nereye geldi?

B sınıfı sürücü ehliyeti için belirlenen harç tutarlarının ve değerli kağıt bedellerinin 2010 yılından bu yana nereden nereye geldiği aşağıdaki tabloda görülmektedir. 2010 yılından 2020 yılına %221’lik artış söz konusu olmuştur.

Tablo 1: B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarlarının Yıllar İtibariyle Değişimi

YILLARTUTARLAR
2020 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları751,70 TL
2019 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları613,30 TL
2018 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları495,70 TL
2017 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları433,10 TL
2016 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları402,90 TL
2015 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları381,70 TL
2014 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları333,60 TL
2013 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları333,60 TL
2012 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları290.10 TL
2011 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları252,30 TL
2010 B Sınıfı Sürücü Belgesi Harç Tutarları234,30 TL

2010 yılından günümüze sürücü belgesi için değerli kağıt bedelindeki değişim ve tutarlar aşağıdaki tabloda sunulmuştur. Bu dönem zarfından sürücü belgesi değerli kağıt bedeli %221 artış göstermiştir.

Tablo 2: Sürücü Belgesi için Değerli kağıt bedelleri  

YILLARTUTARLAR
2020200 TL
2019166 TL
2018134 TL
2017117 TL
2016108,50 TL
2015102 TL
201492,50 TL
201389 TL
201277,50 TL
201167 TL
201062 TL

Neden Kamu İlan ve Reklam İçin 4 Yılda 1.8 Milyar TL harcadı?

Bir ülkede medya ne kadar bağımsız ve objektif olursa demokrasi kültürü o kadar gelişmiş olacaktır. Artık günümüzde yasama, yürütme, yargının yanında dördüncü büyük güç de medyadır. Bu nedenle, demokrasinin gelişimi, partiler arası rekabetin eşit şartlarda işlemesi için medyanın finansmanın en az siyasetin finansmanı kadar önem taşır.

Bu noktada kamu ilan ve reklamlarının tutarları, bunların ilgili basın organları arasındaki paylaşım kriterleri, bunların şeffaflığı medya finansmanının tarafsız şekilde gerçekleştirilmesi konularına eğilmek kaçınılmaz oluyor.

Aşağıda kamu ilan ve reklamlarının dört yıllık seyrine yer verilmiştir.

Grafik 1: Resmi ilan ve Reklamlar İçin Yapılan Harcamalar

Resmi İlan ve Reklam Harcamaları

Kaynak: Basın ve İlan Kurumu

Yukarıdaki verilere göre sadece dört yıllık bir dönem zarfında 1.8 milyar TL resmi ilan ve reklam harcaması yapılmıştır. Bu harcamanın iki boyutu bulunmaktadır.

Birincisi, bu ilan ve reklamların vergilerimiz ile finanse edilmesi, bu nedenle her kuruş verginin yerinde ve doğru şekilde kullanılması ve bu kullanımların şeffaf olması gereğidir.

Harcamanın ikinci boyutu ise, bu harcamalar yoluyla medyanın kamusal kaynaklarla finansmanıdır. Bu finansmandaki usul ve esaslar, özellikle tarafsızlık ilkesine uyum hususları özgür, tarafsız ve bağımsız medya kültürü açısından önemli bir unsurdur.

Dijital platformların bu denli geliştiği, e-devlet uygulama imkanları dikkate alındığında kamu kurumlarının yazılı basına bu denli yüksek ilan ve reklam vermelerinin ciddi şekilde analizi gerekmektedir. Çünkü, ilan ve reklama giden her kuruş vergilerimizle finanse edilmektedir. O halde, resmi ilan ve reklamları finanse edenler olarak bazı soruları sorma hakkımız var:

SORUYORUZ:

1- Bu kadar yüksek ilan ve reklam verme ihtiyacı var mıdır?

2- İlan ve reklamlar çok daha ucuz veya sıfır maliyetle e-devlet bünyesinde oluşturulacak ilan ve reklam portalı üzerinden gerçekleştirilemez mi?

3- İlan ve reklam harcamalarının dağıtımında tarafsızlık sağlanabilmekte midir?

4- Yıllar itibariyle hangi gazete ve dergiler resmi ilan ve reklam pastasından ne kadar pay almışlardır?

5- Resmi ilan ve reklamların yüksekliği basın organlarının kamuya bağlı ve bağımlı mı kılmaktadır?